Tarihe Damgasını Vurmuş, Bazı Tarihi Ayar ve Kapaklar

İşte tarihte verilmiş bazı muazzam ayarlar...

1. Mustafa Kemal Atatürk, İngilize ateşeye

Cumhuriyet'in ilânından sonra İstanbul'da bir resepsiyon verilir... 

Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ateşeleri de davet edilir... 

Davet güzel bir şekilde devam etmektedir fakat İngiliz ateşesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal'in gözünden kaçmaz... 

Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir, yaver Mustafa Kemal'e şöyle der: 

- Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana 

- Mustafa Kemal'in Çanakkale'de babasını öldürdüğünü söyledi...  Mustafa Kemal şöyle der: 

- Git sor bakalım babasının Çanakkale’de ne işi varmış?

2. Şeyh Şamil ve Rus Çarı

Rus çarı, hızlı hızlı yemek yiyen Şamil’i diğer krallara gösterir ve der ki;

“Şuna bakın neredeyse beni yiyecek.” 

Bu sözün üzerine yemek yemeği bırakan Şamil arkasına yaslanır ve Çar’a; 

“Merak buyurmayın Çar hazretleri benim dinimde domuz eti yemek haramdır, endişelenmeyin” der. 

3. Büyük İskender ve Dyojen

Meşhur halk filozofu Diyojen, dünyada hiçbir şeye değer vermemiş, ne mal ne mülk edinmemiştir. Yan yatmış büyükçe bir fıçının içinde hayatını sürdürmüştür. Esprileri, nükteli sözleriyle hem sevilmiş, hem de çok meşhur olmuştur. Öyle ki, şöhreti İmparator Büyük İskender’in bile kulağına ulaşmış ve o da merak edip, bu garip filozofun ziyaretine gitmiştir.

İskender, Diyojen’e “dile benden ne dilersen,” demiş.

Diyojen, yardımcılarıyla başında dikilmiş duran İskender’e muhtemelen fıçısının içinden bakmış ve şöyle cevap vermiş:

“Gölge etme, başka ihsan istemem"

4. Sadrazam Fuat Paşa

İngiliz elçisi dönemin Sadrazamı Fuat Paşa' ya sorar:

- Girit'i kaça verirsiniz?

- Aldığımız fiyata.

- Yani?

- "27 yıl savaş karşılığı, var mısınız"

5. Necip Fazıl Kısakürek

Fransa'da bir toplantıda Cezayirli bir genç Necip Fazıl 'a Fransızca sorar:
-Osmanlı emperyalist değil miydi? 

Necip Fazıl: “Evlâdım! Eğer Osmanlı emperyalist olsaydı, şu anda bu soruyu Fransızca değil, Türkçe sorardın!

6. Mustafa Kemal Atatürk ve Kral Aleksander

Cumhuriyet ilanı sonrası uluslararası davetlilerle dolu Pera Palas balo salonunda, Atatürk ve Yugoslavya Kralı Aleksander yemeklerini yemiş ve şömine başında sohbet etmektedirler. Yugoslavya kralı, Atatürk'e şöyle der: 

- Ve işte mirim sizin bu zaferden önce İngilizler, Yunanlar, Fransızlar hep gelip bize yalvardılar siz de Türklere karşı savaşa girin diye, ama biz girmedik...

Atatürk yerinden kalkar, kralın yanına kadar gider, elini sıkar ve gözlerinin içine baka baka o muazzam cevabı verir:

- Verilmiş sadakanız varmış, geçmiş olsun ekselansları...

7. Napolyon Bonapart

Napolyon'un esir olarak aldığı bir generale verdiği ayar gerçek bir efsanedir.

Siz para için savaşıyorsunuz biz ise şerefimiz için savaşıyoruz!!

"Doğru, herkes kendinde olmayan şeyler için savaşır."

8. Yavuz Sultan Selim

İran Şahı, Yavuz Sultan Selim'e mücevherlerle dolu bir sandık gönderir. Sandık açıldıkça değerli eşyalar çıkar ve değişik kokular. İran Şahı, meğer sandığın dibini dışkı ile doldurmuş... 

Yavuz Sultan Selim bu harekete yanıt olarak hemen gül kokulu lokumlardan hazırlatır ve elçi ile İran Şahı'na gönderir. Şah lokumları yer ve dibindeki not ile karşılaşır. O notta şöyle yazmaktadır... 

"Herkes, Yediğinden ikram eder."

9. Mehmet Akif Ersoy

Bir toplantıda bir genç, Mehmet Akif Ersoy'a soru sormaya başlar ve aralarında şöyle bir diyalog gelişir. 

Afedersiniz siz, baytar mısınız?

"Evet, Bir yerinizmi ağrıyordu?"

10. Galileo

Kulaklarının büyüklüğü ile ünlü Galileo'ya biri:

Efendim kulaklarınız bir insan için biraz büyük değil mi?

diye bir soru sorar ve cevabını alır.

"DOĞRU... BENİM KULAKLARIM BİR İNSAN İÇİN BİRAZ BÜYÜK AMA, SENİNKİLER BİR EŞEK İÇİN KÜÇÜK SAYILMAZ MI?"

11. Muhammed Ali Clay

11 Eylül saldırısının ardından oluşan Cnn muhabiri röportaj esnasında Muhammed Ali'ye şöyle sorar;

-Teröristlerle aynı dine mensup olmaktan dolayı ne hissediyorsunuz?

-Siz Hitler'le aynı dine mensup olmaktan dolayı ne hissediyorsunuz?

12. Bernard Shaw ve Winston Churchill

Bernard Shaw , bir oyununun ilk gecesine, Winston Churchill'i davet eder:

Shaw: Size iki kişilik davetiye gönderiyorum. bir dostunuzu alıp gelin, eğer varsa...

Churcill: İlk gece oyununuza gelemeyeceğim. İkinci gece gelebilirim, eğer olacaksa...

13. Mustafa Kemal Atatürk ve İngiliz kralı VIII. Edward

İngiliz kralı VIII. Edward İstanbul’a Mustafa Kemal Atatürk’ü ziyarete geldiği zaman, Atatürk kendisine bir akşam ziyafeti vermişti. Ziyafetten önce: ''Bana İngiltere sarayında verilen ziyafetler ne şekilde olur, onu bilen birisini yahut bir aşçı bulunuz!'' dedi. 

Sonunda İngiliz sofra merasimini bilen bir kişiden öğrenerek sofrayı o şekilde düzene koydular... Akşam Kral sofraya oturunca kendisini kral sarayında zannederek memnun oldu. Atatürk’e dönerek: 

''Sizi tebrik eder ve size teşekkür ederim. Kendimi İngiltere’de zannettim'' 

diyerek memnuniyetini bildirdi. Sofraya hep Türk garsonlar hizmet etmekteydi. Bunlardan bir tanesi heyecanlanarak, elindeki büyük tabakla birdenbire yere yuvarlandı. Yemekler de haliyle halılara dağıldı. Misafirler utançlarından kıpkırmızı kesildiler. Fakat Atatürk Kral’a eğilerek: 

''Bu millete her şeyi öğrettim, fakat uşaklığı öğretemedim'' dedi. ve Atatürk garsona “görevine devam et” emrini verdi.