Cübbeli Ahmet; Sakarya'da Milli Eğitim Müdürü, Gençlik Spor Müdürü, Rektör ve Müftü'nün önünde el pençe durduğu Şeyh Muhammed Hüseyni hakkında açıklamalarda bulundu. Cübbeli Ahmet, "Kaç karısı var, belli değil. Cemaati uyardım. Bir kadınla kızı kandırıp devamlı evlilikler yapmasın diye" dedi.
"Peygamber torunu diye para gönderdim"
15 yıl kadar önce Musul'dan geldi. Suriyeli bir alimin çocuğu getirdi yanıma. “Peygamber torunudur” dediler, Hadid Ailesi'ndenmiş. “Bayağı çile çekmiş, hapislerde kalmış. Guantanamo'dan manen kaçtı” diye anlatıyorlardı, keramet olarak. Guantanamo'dan kim uçacak? Uçan kuş kaçamıyor.
Şanlıurfa'ya yerleşti. “Geçimim yok” dedi. Aylık bir şeyler gönderdim, peygamber torunu diye. Zaman geçti. Şeyhliğini ilan etti. Müritler, tekkeler, dergahlar… Cemaati Türklerden. Türkçe öğrenmişti. Bir dolu Türk ile evlendi. Şanlıurfa'daki aşireti bunu terk etti. Barınamadı.
Vatandaşlık da almış. Adı, Haccan el Hadid'ti. Baktım, kendisine ‘Hüseyni' diyor. Hazreti Hüseyin'in soyundan olunca Hüseyni oluyorsun. Ben 45 senedir Cübbeli Ahmet olarak biliniyorum. Adımı değiştirip niye ‘Takkeli Hasan' yaparım? İyi bir alamet değil.
"Onu boşadım, bunu aldım"
- Evlilik meselelerini duydum. “Onu boşadım, bunu aldım” diye… Telefonlar geldi. Kadının biri diyor ki “Arabada şahit yok, nikah yaptı. Kaç karısı var, belli değil.” Ben de “Durumu iyi görmüyorum, iş çığırından çıktı, uyanık olun diye” cemaati uyardım. Bir kadınla kızı kandırıp devamlı evlilikler yapmasın diye… Böyle evlilik mi olur yani? İlansız, şahitsiz… Devamlı değiştiriyordu."