okunma
Süreç Nasıl Başladı?
Serçiler ve Terziler mevkiinde 2015 yılında cemaat soruşturmaları kapsamında kayyum atanan Koza Altın İşletmeleri A.Ş. tarafından yapılması planlanan altın-gümüş maden ocağına ilişkin 2017 yılında Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararı verildi. Projeye karşı çıkan İDA Dayanışma Derneği üyeleri kararı yargıya taşıdı. Çanakkale İdare Mahkemesi’nde açılan dava sonucunda atanan bilirkişi heyeti projenin çevreye vereceği zararı gözler önüne seren bir rapor hazırladı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile davaya müdahil olan maden şirketinin rapora itirazı üzerine mahkeme, ek bilirkişi raporu hazırlanmasına karar verdi. Bu karar üzerine hazırlanan yeni raporda, İDA Dayanışma Derneği üyelerinin itirazları haklı bulundu. Ancak mahkeme bu raporu da yeterli görmeyerek üçüncü bir rapor istedi.
Bilirkişi raporları tehlikeyi gözler önüne serdi
Mahkemenin bir türlü duymak istediğini duyamadığı bilirkişi raporlarında ise Atikhisar Barajı’na 2 kilometre mesafede yer alan projenin yaratacağı tehlikeler gözler önüne serildi. Raporda ‘ocağın açık işletme olarak işletilmesi halinde, hayati öneme sahip yeraltı suları ile yüzey sularının kirlenmesi ve rezervinin korunamaması gibi sonuçlar doğuracaktır’ ifadesi yer alırken patlatmaların yer altı sularını nasıl etkileyeceğinin ise bilinmediği belirtildi.
İDA Dayanışma Derneği’nden Pınar Bilir, maden sahası ile Atikhisar Barajı arasının 2 kilometre olduğunu belirterek “Dün Kirazlı, bugün Serçiler ve Terziler. Tehlike şimdi daha büyük. Tek su kaynağımız Atikhisar Barajı’nın su havzası yeni bir maden talanı ile karşı karşıya. Su havzamızda binlerce ağaç kesilecek” dedi.
Koza Altın İşletmeleri şirketi Çanakkale Merkez ilçesine bağlı Serçiler ve Terziler köyünde “altın - gümüş madeni” projesi için 2017 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na başvurdu. Bakanlık “çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) olumlu” kararı verdi. İDA Dayanışma Derneği üyeleri karara karşı dava açtı. Dava dosyasına giren iki bilirkişi raporunda da açık ocak işletmeciliğinin çevreye vereceği zararlardan bahsedildi. Rapora itirazlar üzerine mahkeme üçüncü bir rapor istedi. Şirket, bu süreçte sahada herhangi bir faaliyette bulunmadı. Bölge sakinleri sadece sondaj çalışmaları yapıldığını söyledi. Şirket 2020 yılının kasım ayında bakanlığa bu kez kapasite artırımı için “çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) başvuru dosyası”nı sundu. Dosyada 94.8 hektarlık proje alanının 67.2 hektarının orman alanı olduğuna dikkat çekildi.
PROTESTO EDİLDİ
Kapasite artış talebine ilişkin dün Serçeler köyünde ÇED halkın katılımı toplantısı yapıldı. Bölge sakinleri toplantıya katılarak projeyi istemediklerini bir kez daha haykırdı. Toplantıya katılan Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği “Doğa talanına hayır” yazılı pankart açtı. Bölge sakinleri, “Her ağacı tek tek savunacağız” yazılı dövizler taşıdı ve “Altıncı şirket Kaz Dağları’nı terk et” sloganını attı. Bölge sakinlerinin itirazlarının ardından toplantı sona erdi.
Facebook Yorumları
Disqus Yorumları