okunma
Antalya Müzesi’nde oluşturulan özel alanda sergilenen Tunç boğa arabası (2 adet), Roma dönemi askeri diploma, Neolitik Hacılar Ana Tanrıça figürü, Urartu dönemi terakota vazo, Roma dönemi bronz büst taçlı erkek başı, Kilia tipi mermer idol, Hydai Antik Kenti kökenli oinokhoe, Çatalhöyük kökenli taş heykelcik, Roma dönemi tetrarkh heykel başı, Perge Tiyatrosu’ndan heykel başı, Bubon bronz kol ve Septimius Severus heykeli, ziyaretçilerin ilgisini çekti.
Manhattan Bölge Savcılık Ofisi, Amerikan İç Güvenlik ve İstihbarat Birimi (HSI) ile geliştirilen iş birliğinin başarılı sonucu olarak iadesi sağlanan kültür varlıklarının, çok nitelikli eserler olduğuna dikkati çeken Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, şöyle konuştu:
“Bunlardan Perge Antik Kenti’mizden çıkarılmış iki heykele ait başlar, bilim insanlarınca yapılan değerlendirmelere göre M.S. 3’üncü yüzyılda yontulmuştur. Söz konusu heykellerin gövdelerinin daha erken dönemlerde işlenmiş olduğu ve imparatorları tasvir ettikleri, başların ise geç antik çağda yeniden çalışıldığı anlaşılmıştır. Bu başlar uzun yıllardır yurt dışında, iki ayrı koleksiyonda bulunuyordu. Bunların kazılardan çıkan hangi gövdelere ait olabileceğine yönelik daha önce yapılan çalışmalar ışığında araştırmalarımızı sürdürüyoruz. Bu araştırmalar bu eserlerden şu an için biri hakkında net bir sonuç verdi. Antalya Arkeoloji Müzesi uzmanlarımız ile Antalya Restorasyon ve Konservasyon Laboratuvarı uzmanlarımız yaptıkları çalışmalar sayesinde ABD’den iadesi sağlanan heykel başlarından ilkini gövdesiyle birleştirdiler. Bu sayede bugün bu eseri bir bütün olarak görebiliyoruz.”
İadesi sağlanan eserler hakkında gerçekleştirilen soruşturma kapsamında kazı kayıtları, kazı envanteri ve belgelemelerin dosya açısından son derece belirleyici olduğuna dikkat çeken Ersoy, “Bir diğer eserimiz ise 1960’lı yıllarda çok yoğun kaçak kazıya maruz kalan Baubon Antik Kenti kökenli Septimius Severus heykelidir. Geçen yıl iadesini sağladığımız ve yine aynı alandan yasa dışı olarak götürülmüş olan Lucius Verus heykelimizde olduğu gibi, eserin kaidesi, kaidesi üzerindeki yazıt ve ayaklarının oturması için hazırlanmış yuvaların ölçüsünün tutarlılığı ve bir kaçak kazıcının günlüğündeki ifadeler öne çıkan kanıtlarımız arasında bulunuyor” diye konuştu.
Ersoy, bu eserin soruşturma safhasındaki en önemli dayanakların Prof. Dr. Jale İnan ve Gazeteci Yazar Özgen Acar tarafından 1970’lerden itibaren gerçekleştirilen araştırmalar olduğunu dile getirdi.
Getirilen eserler arasında, tek üretim merkezinin Manisa’nın Kulaksızlar köyü olduğu bilinen, 6000 yıllık bir de Kilia tipi idol bulunduğuna işaret eden Ersoy, şunları söyledi:
“Benzer bir Kilia İdolü için ABD Hukuk Mahkemeleri nezdindeki savaşımız devam ediyor. ‘Büst Çelenkli Bronz Portre’ de ülkemiz kültürel mirası açısından büyük kıymeti olan bir eserdir. M.S. 3’üncü yüzyıla tarihlenen eserin, bir imparator kültü rahibi olabileceği veya yarışları düzenleyen bir kişiye ait olabileceği düşünülüyor. Batı Anadolu kökenli olduğu stilistik olarak belirlenen büstün iadesinde ait olduğu bölgede meydana gelmiş kaçak kazı ve benzeri adli kayıtların detaylı olarak derlenmesi ve incelenmesi ile bilimsel raporlar etkili olmuştur.”
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Jeff Flake de “Yıllar sonra buradalar, ait olduğu yerdeler. Ülkelere döndürülen bu kültür varlıklarıyla ilgili olarak biz Türkiye’nin kültür varlıklarına son derece saygı duyduğumuzu bildirmek isteriz. Anadolu’ya ait olan eşsiz eserler öyle ya da böyle ait oldukları yere, yuvalarına geri dönecektir. Bu varlıklardan bazıları yağmalanarak uzaklaştırıldığını biliyoruz. Bu parçaların buraya dönmesi çok önemlidir. ABD ve Türkiye bu alanda işbirliğini devam ettiriyor. Yağmaya, kültür varlıkların kaçırılmasına karşı savaşıyoruz. Eserlerin tekrar ülkelerine dönmesiyle ilgili gerekli baskıyı kurmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.
Facebook Yorumları
Disqus Yorumları